İşlevsel Üroloji

Stres İdrar Kaçırma

İdrar kaçırma tek bir hastalık mıdır yoksa farklı yüzleri var mıdır? Stres tip idrar kaçırma nedir?

İdrar kaçırma aynı yüksek ateş gibi bir belirti, bir semptomdur. Nasıl ateşin birden  fazla sebebi  varsa idrar kaçırmanın da birçok sebebi ve tipi vardır.Dolayısıyla  bunların birbirinden  ayırt edilmesi tedavide en önemli noktadır.

Stres idrar kaçırma; öksürmekle, hapşırmakla veya  hareket halindeyken  aniden ortaya çıkan karın içi basıncının artışı ile olan idrar kaçırmadır ve mekanizması da farklıdır.

Sıkışma idrar kaçırma ise ani sıkışma hissi ile meydana gelir ve mesanenin aşırı aktivitesi ile ilgili bir durumdur.

Stres ve sıkışma idrar kaçırmanın birlikte görülmesi durumuna ise karışık idrar kaçırma adı veriliyor.

Taşma idrar kaçırma ise  mesane kasının yetersizliği nedeniyle boşalamayan mesanelerde görülür. Bu saydığım idrar kaçırma tipleri dışında da daha seyrek görülen fistüller ve doğumsal anomalilere bağlı idrar kaçırmalar görülebilir.

Stres idrar kaçırmada hasta gülerken, spor yaparken hapşırırken veya cinsel ilişki sırasında idrar kaçırır. Sebebi idrar tutmaya yarayan üretralsfinkter adı verilen kas yapısının yetersizliğidir.

Ürodinamik çalışmalara bu hasta grubunda ihtiyaç var mı?

Ancak bu hastalarda bazen nörolojik bir hastalık da aynı duruma yol açabilir. Buna nörojenik mesane  işlev bozukluğu adı veriyoruz.Bu durumu ortaya çıkarmak için  şüphelendiğimiz hastalarda mesane işlevini daha iyi anlayabilmek için ürodinamik çalışmalara başvuruyoruz. Ürodinamik çalışmalar ile stres tipi idrar kaçırma teyit edilirse artık biz buna ürodinamik stres tipi idrar kaçırma diyoruz.

Ürodinamik çalışmaların  ne zaman, hangi durumda, hangi hastaya yapılması gereği tartışmalı bir konudur. Çünkü bu testler hem pahalı hem de zaman alan invazivtestlerdir ve yerine kullanılmaları gerekir.

Ürodinamik testlerin yapılması gereken durumları şöyle özetleyebilirim. Hikayede ve semptomlarda nörojenik mesaneden ya da bir tıkanıklıktan şüpheleniyorsak, geçirilmiş  bir pelvik cerrahi söz konusuysa,hastada ağrılı mesane varsa ya da hastaya invaziv  girişim planlanıyorsaürodinamik çalışmaları yani sistometri ve basınç akım çalışmasını öneriyorum.

Bazı otörler farklı düşünse de hasta cerrahiye hazırlanıyorsa  -ki cerrahi geri dönülmez bir durumdur- ben cerrahitedavi öncesinde ürodinami  çalışması yapıyorum.

Özellikle  ileri derecede organ prolapsusu olan kadınlarda yani mesane sarkması, rahim sarkması gibi durumlarda  bazen idrar kaçırması maskelenebiliyor. Çünkü, vajenkanalından çıkan organ mesanenin  önünü tıkayarak hastanın idrar kaçırmasına engel olabiliyor.Ameliyatla  bu sarkma  düzeltildikten sonra  hasta idrar kaçırmaya başlayabiliyor.Buna maskelenmiş idrar  kaçırmanın ortaya çıkması diyoruz.İşte bu nedenleileri derecede organprolapsusu olan kadınlarda yani mesane sarkması, rahim sarkması gibi durumlarda idrar kaçırma şikayeti olmasa da maskelenmiş idrar kaçırma olabilir diye düşünülüp ürodinami çalışması yapılmalıdır. Çünkü ileri derece pelvik organ prolapsusunda yüzde 40 oranında stres tipi idrar kaçırma eşlik edebilir. Maskelenmiş stres idrar kaçırmaya yönelik ürodinamik çalışmalarla  birlikte yapıldığında bu oran  yüzde 80’lere kadar çıkabiliyor. Maskelenmiş idrar kaçırma daha önce idrar kaçırmayan hastaların yüzde 36-80 arasında görülebiliyor.

Acaba literatürler gerçek yaşamı ne kadar yansıtıyor? Hastalar hekime yeteri kadar başvuruyor mu?

Çalışmalar arasında farklılıklar oluyor, doktor ve hastaların başarı tanımlamaları farklı olabiliyor. Bilimsel çalışmalarda kötü sonuçlar, komplikasyonlar hiçbir zaman yayınlanmıyor; herkes iyi sonuçları yayınlıyor.Bu nedenle biz gerçek yaşamı sadece makalelerden öğrenemeyiz.

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada önemli sorun  idrar kaçıranların  çok azının hekime gitmesi. Kadınların  üçte biri idrar kaçırıyor,ancak bunların 4 de biri veya 5 te biri  bu nedenle hekime baş vuruyor. Üstelik kadınların çoğunun yaşam kalitesi etkilenmiş olmasına rağmen çok azı hekime başvuruyor. 2007 yılında  yayınladığımız  multidisipliner bir çalışmamız var.Buna göre; kadın doğum ve üroloji polikliniklerine başvuran idrar kaçırma şikayeti  olmayan hastalardan taranan  5500 hastanın yüzde 37′ sinin idrar kaçırdığı görüldü.

Ancak, bunların yüzde 88’i bu nedenle  daha önceden herhangi bir tıbbi yardım arayışına girmemişti. Yani sadece yüzde 12’si hekime başvurmuş.Yaşam kalitesini bozulmadığı için hekime başvurulmadı diye düşünülebilinir, ancak bu hasta grubunda idrar kaçırmadan  rahatsız olanların yüzde 82,5′ u  hekime başvurmamıştı.

Demek ki hekim hasta arasında ciddi bariyer var.Hasta hekimin  hemen  ameliyat önermesinden memnun olmuyor veya çevresindeki bazı kötü örnekler onu caydırıyor. Biz hekimlere düşen görev; bir önceki doğru tedaviyi  uygulamak, yanlış  uygulama sayısını mümkün olduğunca  azaltmak, hastaları sorgulamak, özellikle kadın hastaları başka şikayetle de gelseler idrar kaçırma konusunda sorgulamak olmalıdır..

Stres idrar kaçırmanın ilaçla tedavisi var mı?

Stres  idrar  kaçırmada altın standart tedavisi cerrahidir.Ama hasta ameliyat öncesi önce ilaç tedavisini denemek isteyebilir. Duloksetin molekülü işte medikal  açıdan iyi bir seçenek.Bu  tek başına cerrahiye alternatif tedavi değil, bunu biliyoruz. Ama en azından geçiş döneminde hastalara önerebileceğimiz  ya da belli bir grup hastanın fayda görebileceği bir molekül. Stres tipi şikayeti olup cerrahiye sıcak bakmayan hastalar  için pelvik taban egzersizi  ile birlikte  uygulanacak bir alternatif  tedavi Duloksetin. Cerrahi kadar başarılı değil ama “ben medikal tedaviyi de denedim” demek isteyen hastalar için bir seçenek oluşturacak. Bu molekülün Türkiye’de  ruhsat  almasıyla hastalarımıza bir medikal tedavi seçeneği sunma imkanımız olacak. Hastalarımıza tek seçenek ameliyat demeyeceğiz artık.